Paylaş
Zamanı Değerlendirmenin Önemi
Question
Zamanı Değerlendirmek
Yüce Rabbimizin, bizlere lütfettiği en önemli nimetlerden birisi de zamandır, diğer bir ifadeyle ömürdür.
İnsan kazanabileceği veya kaybedeceği her şeyi zaman içerisinde kazanır veya kaybeder. Onun için zaman, insan için çok kıymetli bir değer, çok kıymetli bir hazinedir. Üzülerek ifade edelim ki, israf ettiğimiz değerlerin en başında zaman israfı gelmektedir. Hiçbir gayeye yönelik olmayan ömür ve ideal sahipleri; zaman bittiğinde, hüsranın en büyüğünü yaşayacaklardır. Bir insanın Allah’ın verdiği ömür nimetini pervasız ve sorumsuzca tüketmesinden daha üzücü ne olabilir?
Bu bakımdan Kur’an-ı Kerim’de zamanın öneminin, bir sure ile vurgulanması gerçekten çok anlamlıdır: “Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir).”(1) Sevgili Peygamberimiz (sav)’ de;“İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri değerlendirme konusunda aldanmıştır. Bunlar; sıhhat ve boş vakittir” (2) buyurmak suretiyle zamanın önemine dikkatlerimizi çekmiştir.
Bunun için, insanın ömrünü ve zamanını çok iyi değerlendirmesi gerekir. Hayatımızın her anından hesaba çekileceğimizin bilincinde olarak, kendimizi bu hesaba hazırlamalıyız.
Zaman, bize emanettir. Her insan kendisine biçilen zamanı, ilâhî irade doğrultusunda geçirmekle yükümlüdür. Dünya ve ahiret saadetini kazanmak, bu sınırlı zamanı iyi kullanmamıza bağlıdır. Zamanın önemini belirtmek için Atalarımız; “Vakit, nakittir”demişlerdir.
Her şeyi zaman sayesinde kazanabiliriz. Ama geçen zamanı geri getirmeye hangi sermayenin gücü yeter?
Elindeki altını veya parayı sokakta rastgele her geçene dağıtan kimseye, akıllı diyebilir miyiz?
Zamanını, ölçüsüzce ve boşa geçiren kimsenin durumu, daha da vahimdir. Zira insan altını veya parayı tekrar kazanabilir. Ama boşa geçen zamanı tekrar kazanmak mümkün değildir.
Bu bakımdan akıllı kimse; sahibi olduğu değerleri, yerli yerinde israf etmeden kullanan ve zamanını boşa geçirmeyen kimsedir.
Bir sahabî Peygamberimiz(sav)’e, “Hangi insanlar, daha hayırlıdır ya Resûlallah?” diye sorar. Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “En hayırlı insan, ömrü uzun olup, ameli güzel olandır.” Sahabî, “Hangi insanlar, daha şerlidir?” diye sorunca da, Peygamber Efendimiz, “Ömrü uzun olup da, ameli kötü olandır.” (3) buyurmuşlardır.
Yüce Rabbimiz, bizlere zamanımızın kıymetini bilmeyi, en kıymetli değer olan ömrümüzü; salih amellerle geçirmeyi, birbirimize hakkı ve sabrı tavsiye etmemizi, aksi halde ziyanda olduğumuzu hatırlatıyor.
Zaman geçiyor ve ömürler tükeniyor. Kaybedilen zaman geri gelmiyor. Onun için zamanımızın kıymetini bilelim ki; hem dünya hem de ahirette mutlu olalım.
[1] Asr,103 / 1,2,3
[2]Buhari, Rikak,1; Tirmizi , Zühd,1
[3]Tirmizi , Zühd, 22
[4] Tirmizi ,Kıyamet, 1 (3531)
Benzer Konular:
Answer ( 1 )
İslam’da zamanın değerlendirilmesi ve uygun şekilde kullanılması, bir müminin hayatının önemli yönleri olarak kabul edilir. Zaman, Allah’ın bahşettiği değerli bir kaynak olarak görülür ve Müslümanlar, manevi, kişisel ve dünyevi uğraşları için zamanı en iyi şekilde değerlendirmeye teşvik edilir. İşte İslam’da zamanı değerlendirmenin önemini vurgulayan bazı önemli noktalar:
Hesap Verebilirlik ve Yargı: İslam, her bireyin yaptıklarından ve bu hayatta zamanlarını nasıl geçirdiklerinden sorumlu tutulacağını öğretir. Müslümanlar, zamanlarını nasıl değerlendirdikleri ve sorumluluklarını nasıl yerine getirdikleri konusunda Allah’a hesap verecekleri kıyamet gününe inanırlar.
Sınırlı ve Değerli Kaynak: İslam, zamanın sınırlı doğasını vurgular. Kur’an, “And olsun ki, insan gerçekten ziyandadır” (Kur’an 103:1-2) der. Müslümanlara, zamanın kaybedildiğinde geri kazanılamayan değerli bir varlık olduğu hatırlatılır. Bu nedenle, değerini bilmek ve akıllıca kullanmak çok önemlidir.
Hayırlara Gayret: İslam, müminleri hayatları boyunca ibadet ve salih amellerde bulunmaya teşvik eder. Müslümanlar, namaz, oruç, sadaka ve hac gibi farz olan ibadetleri yerine getirmeye teşvik edilir. Ayrıca gönüllü ibadet eylemlerine katılmaya, bilgi aramaya, iyilik yapmaya ve topluma olumlu katkıda bulunmaya teşvik edilirler.
Planlama ve Önceliklendirme: İslam, inananları zamanlarını etkili bir şekilde planlamaya ve düzenlemeye teşvik eder. Bu, hedefler belirlemeyi, görevlere öncelik vermeyi ve ibadet, iş, aile, eğitim ve kişisel gelişim gibi çeşitli sorumluluklar için zaman ayırmayı içerir. Müslümanlar, dünyevi ve manevi arayışları arasında bir denge kurmaya ve zamanlarını verimli bir şekilde değerlendirmeye teşvik edilir.
Fırsatları Ele Geçirmek: İslam, müminleri her fırsatta iyilik için fırsatları değerlendirmeye teşvik eder. Müslümanlar, ibadetlerle meşgul olmak, başkalarına yardım etmek ve toplumlarına olumlu katkılarda bulunmak için elverişli koşullardan yararlanmaya teşvik edilir. Bu, boş zamanı verimli bir şekilde kullanmayı ve ertelemekten kaçınmayı içerir.
Düşünme ve Kendi Kendine Hesap Verebilirlik: İslam, inananları eylemleri üzerinde düşünmeye ve zamanlarını nasıl geçirdiklerini değerlendirmeye teşvik eder. Öz hesap verebilirlik ve iç gözlem, iyileştirme alanlarını belirlemek, hataları düzeltmek ve eksiklikler için af dilemek için önemlidir. Müslümanlar, eylemlerini düzenli olarak değerlendirmeye, tövbe etmeye ve kişisel gelişim için çabalamaya teşvik edilir.
Farkındalık ve Minnettarlık: İslam, şimdiki zamanda bulunmanın ve Allah’ın nimetlerine dikkat etmenin önemini vurgular. Müslümanlar, kendilerine verilen zaman için şükretmeye ve bu zamanı Allah’ı razı edecek, kendilerine ve başkalarına fayda sağlayacak şekilde kullanmaya teşvik edilir.
Özetle, zamanı değerlendirmek İslam’da hayati kabul edilir. Müslümanlar zamanın kıymetini bilmeye, onu akıllıca kullanmaya, ibadet etmeye, kendini geliştirmeye ve topluma katkıda bulunmaya teşvik edilir. Müminler, değerlendirerek ve zamanlarını en iyi şekilde değerlendirerek sorumluluklarını yerine getirmeyi, sevap kazanmayı, anlamlı ve amaçlı bir yaşam için çabalamayı amaçlarlar.