Paylaş
Zariyat suresi hakkında bilgi
Question
Kuranı kerimin 51 . suresi olan Zariyat suresi ile ilgili kısaca bilgiler
Zariyat suresi ile ilgili bilgi
Peygamber efendimize Zariyat suresi Mekke döneminde iken nazil olmuştur. Bu sure toplam da 60 ayetten oluşmuştur. Zariyat suresi ismini ilk ayetinde yer alan zariyat kelimesinden almıştır. Zariyat kelimesinin anlamı esip savuran rüzgarlar demektir. Zariyat suresinde geçen konular; öldükten sonra hesap için toplanma, Allah’ı inkar edenlerin ahirette karşılaşacakları azap, Müslümanlara verilecek hediyeler, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren, peygamber efendimizin ve onun belirttiği yolda ilerleyenler dini yayarken ki davranışları ele almıştır.
Zariyat suresi konusu ve içerdiği mesajlar
maddeler halinde
Kur’ân-ı Kerîm’in 51. sûresi
İlk âyetinde geçen ve “kırıp ufalayan, savuran, toz duman edip götüren kuvvetler, rüzgârlar” anlamına gelen kelime bu sûrenin adı olmuştur. Mekke döneminde indirilmiştir. 60 âyettir. Âyet sonlarına ahenk veren fasılaları elif, ayn, fe, kaf, kef, mim venun harfleridir.
Bu sûrede, âhiretin gerçek olduğu, inkarcılarla inananların o gündeki sonuçları, müttakîlerin özellikleri, Allah’ın varlığını ve kudretini gösteren deliller, geçmiş peygamberlerden Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz. Mûsâ ve Hz. Hûd kıssaları, inkarcıların ortak özellikleri, insan ve cinlerin yaratılış amacı anlatılmaktadır.
Sûrede söz edilen konular ve bazı sonuçlar özetle şunlardır:
* Ceza günü mutlaka gerçekleşecektir. Peygamber ve Kur’ân hakkında ileri geri konuşan, ceza gününün azabını hemen isteyen inkarcılar, o günde ateşe atılıp, isteklerine kavuşacaklardır. Buna karşılık m utta kî müminler, nimet dolu cennetlere konulacaklardır (âyet 1-15).
* Cennetlik müttakîlerin özellikleri şunlardır: Güzel işler yapmak, geceleri az uyumak, seherlerde istiğfar etmek, mallarından dilenci ve yoksullara pay ayırmak (16-19).
* Göklerde, yerde ve insanların kendi canlarında Allah’ın varlığını, birliğini ve kudretini gösteren nice deliller vardır {20-22)
* İnsan, kendi konuşmasının, kendisine ait olduğundan nasıl şüphe etmezse, Allah ve Elçisinin bütün bildirdikleri ve dolayısıyla âhiret de böyle gerçektir, asla şüphe etmemelidir {23}.
* Peygamberlerini inkâr eden geçmiş toplumların başlarına gelenlerden ibret almalıdır. Yüce Allah; Hz. Nûh, Hz. İbrahim, Hz. Mûsâ ve Hz. Hûd’u yalanlayan toplumları, azabıyla ansızın yakalayıp yok etmiş ve böylece bunlar daha dünyada iken cezalarını bulmuşlardır (24-46,52-53).
* Allah dilerse yaşlı karı kocaya da çocuk İhsan eder (28-30}.
* Allah Teâlâ, yaratılışa aykırı davranıp cinsi sapıklığa dadanan toplumları, eşcinsel Lût kavmine yaptığı gibi, toptan helak eder (32-37).
* İş işten geçtikten sonra duyulan pişmanlığın biryararı olmaz (40).
* Allah’ın buyruklarına baş kaldırıp sefahate dalan toplumlar, hiç ummadıkları bir anda belalarını bulup helak edilirler (43-45)
* Yeri göğü yaratıp yöneten, varlıkları çift çift (erkekli dişili) yaratan Allah’a hiçbir Şeyi ortak koşmamalıdır (47-51} (47. âyette, göğün genişletildiği ifade edilmektedir ki, Çağdaş bilimin verilerine göre de uzay cisimleri arasındaki mesafe git gide açılmaktadır. Ayrıca 49. âyette, her şeyin er/ kekli dişili yaratıldığı vurgulanmaktadır ki bu iki âyet de, Kur’ân’ın ilmi mucizelerin-dendir).
* Hz. Peygamber, Allah tarafından görevlendirilmiş, apaçık bir uyarıcıdır (50,55).
* Tarih boyunca inkarcılar, peygamberlere hep aynı tavrı takınmışlar, sanki ağız birliği etmişçesine onları “büyücü ve mecnûn” diye niteleyip, başkaldırmalardır. Hz. Peygamber de inkarcıların tutumuna üzülmemelidir (52-54)-
* İnsanlar, öğüt ve uyarısız bırakılmamalıdır; çünkü öğüt, inananlara fayda verir (55).
* Yüce Allah, insanları ve cinleri, ancak Kendisine kulluk etmeleri için yaratmıştır. Aslında Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur; rızkı veren de, güç kuvvet sahibi olan da Allah’tır. Artık, inatla inkâra devam eden zâlimler, kendilerine bildirilen azabı mutlaka tadacaklardır (56-60).
Benzeri konular:
Cevapla