Paylaş
Zebani nedir, kime denir?
Question
Zebani
الزباني
Zebani “İtip kakmak, itmek, şiddetle sürüklemek” anlamındaki zebn kökünden türemiş olup insanları cehenneme sevk eden ve cehennemi yöneten meleklere verilen addır (çoğulu: zebaniye).
Zebanilere bu adın verilmesi, cehennemliklere şiddetle davranmaları veya ellerinin yanı sıra ayaklarını da kullanabilmeleriyle ilişkilendirilmiştir.
Kur’an’da zebanilerin son derece iri yapılı, güçlü ve şiddetli olduğu, inkârcılara karşı çok sert davrandıkları (et-Tahrim 66/6), başlarında Malik adlı bir melek bulunduğu, azaptan kurtulmak isteyen cehennem halkının bu meleğe hitap ederek “Ne olur, Allah bizim hayatımıza son versin!” diyeceği, onun da “Hayır! Siz hep burada kalacaksınız” karşılığını vereceği haber verilir (ez-Zuhruf 43/77).
Bazı ayetlerde zebani sayısının on dokuz olduğu, cehennem bekçilerinin yalnızca meleklerden oluştuğu ve on dokuz sayısının inkârcılar için bir imtihan sebebi kılındığı belirtildikten sonra Allah’ın kendi ordularının sayısını sadece kendisinin bildiği kaydedilir (el-Müddessir 74/30-31).
Alimler işaret edilen on dokuz meleğin azap meleklerinin yöneticileri olduğu görüşündedir. Yine Kur’an’da zebânilerden hazene (muhafızlar) diye söz edilir. Cehennem tasvirine ilişkin ayetlerde bildirildiğine göre günahkarlar gruplar halinde cehenneme sevk edilip kapıları açılınca muhafızlar kendilerine “Size, Allah’ın âyetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı haber veren peygamberler gelmedi mi?” diye soracak, onlar “Evet geldi, fakat biz onları yalanladık” cevabını verince zebâniler “Öyleyse girin cehennemin kapılarından” diyerek onları cehenneme atacaklar, azaplarının hafifletilmesi yönündeki isteklerini de reddedeceklerdir (ez-Zümer 39/7172: el-Mü’min 40/49-50; el-Mülk 67/7-9). Hz. Peygamber Malik’i isra ve miraç esna sında, ayrıca rüyasında görmüş ve onun cehennemi tutuşturan melek olduğunu söylemiştir (Baharl. “Bed’o’l-hall, 7: “Enbi ya”, 24; “Cendiz”, 93).
“Zebani” kelimesi, Arapça’da “şiddetle itmek, sürüklemek” anlamına gelen “zebn” kökünden türetilmiştir. Cehennemi yöneten ve insanları cehenneme sevk eden meleklere verilen bu isim, onların inkârcılara karşı sert tutumlarıyla ilişkilendirilmiştir. Kur’an’da zebanilerin son derece iri yapılı, güçlü ve şiddetli olduğu belirtilir. Zebani sayısının on dokuz olduğu, bu meleklerin cehennemi bekleyen muhafızlar oldukları ve başlarında Malik adlı bir melek bulunduğu ifade edilmektedir.
Cehennem halkı, azaptan kurtulmak için Malik’e yalvaracak, fakat Malik onlara olumlu bir yanıt vermeyecektir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), Malik’i hem isra ve miraç esnasında hem de rüyasında görmüştür ve onun cehennemi tutuşturan bir melek olduğunu söylemiştir. Zebaniler, cehenneme sevk edilen inkârcıları kapılardan içeri alacak ve azaplarının hafifletilmesi taleplerini reddedeceklerdir. Kur’an’da zebanilerin “hazene” yani muhafızlar olarak da adlandırıldığı, günahkârları cehenneme sevk edip kapıları açacakları ve azaplarını yönetecekleri belirtilir. Ayrıca bu sayı, inkârcılar için bir imtihan sebebi olarak nitelendirilmiştir.
Zebanilerin sertliği ve gücü, cehenneme sevk edilenlerin karşılaşacağı kaçınılmaz azap ve bu azapla yüzleşmenin dehşetini ifade etmek için Kur’an’da vurgulanmıştır.
Özet yapalım:
“Zebani” kelimesi, Arapça’da “şiddetle itmek, sürüklemek” anlamına gelen zebn kökünden türetilmiştir ve insanları cehenneme sevk eden, cehennemi yöneten meleklere verilen addır. Kur’an’da, zebanilerin iri yapılı, güçlü, şiddetli ve inkârcılara karşı sert davrandıkları belirtilmektedir. Başlarında Malik adında bir melek bulunur. Cehennem halkı azaptan kurtulmak için Malik’e yalvaracak, fakat ondan olumlu bir yanıt alamayacaklardır.
Kur’an’da zebani sayısının on dokuz olduğu ve bu meleklerin yalnızca Allah’ın ordularının bir kısmını oluşturduğu bildirilmiştir. Bu sayı, inkârcılar için bir imtihan sebebi olarak nitelendirilmiştir. Alimler bu on dokuz meleğin, azap meleklerinin yöneticileri olduğu görüşündedir. Zebaniler ayrıca hazene (muhafızlar) olarak da adlandırılırlar ve günahkârları cehenneme sevk edip kapılardan içeri alacaklardır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), Malik’i hem isra ve miraç esnasında hem de rüyasında görmüştür ve onun cehennemi tutuşturan bir melek olduğunu söylemiştir.
BENZER KONULAR:
- Rüyada cehennem Zebanileri görmek
- İslam inanç (İman) esasları nelerdir? maddeler halinde
- Münker Nekir melekleri görevleri
- Cehennemdeki 19 meleğin görevleri nelerdir?
- Melekler çeşitleri ve görevleri kısaca
- Tümünü görüntüle.
- Kuranda geçen orta namaz nedir?
- Hasetten sakının. Çünkü ateşin odunu yakıp tükettiği gibi haset de iyi amelleri yakar, bitirir.
- Peygamber Efendimiz namazlardan sonra nasıl dua ederdi?
- Ateşi Çıkan Kimsenin Duası
- Namazda rabbena duası nasıl okunur
- Tümünü görüntüle.
- Bornoz ile namaz kılınır mi ? caizmidir günah mıdır
- Sabah namazı vaktinde gördüğüm ama bulmadığım bir kişi
- Namazda avret yerinin açıldığı sonra fark etmek
- Denizde namaz
- Yırtık eşofman yırtik çorapla zikir yapılır mı
- Tümünü görüntüle.
Answer ( 1 )
Zebani, İslam inancında cehennem görevlisi olan meleklerin adıdır. Zebani, cehennemde Allah’ın emriyle görev yapan ve cehennemliklere azap eden varlıklardır. Bu melekler, tamamen Allah’ın iradesine uygun şekilde hareket ederler ve insanların dünyadaki amellerine göre bir cezalandırma vazifesi görürler.
Kur’an-ı Kerim’de zebani kelimesi geçmese de, cehennem meleklerinden bahsedilir. Örneğin, Müddessir Suresi 30. ayette, cehennemde görev yapan 19 melekten bahsedilir. Ayrıca, Tahrim Suresi 6. ayette, “azgın ve güçlü melekler” olarak tarif edilen görevliler, insanların cehennemdeki cezalarını uygulamakla yükümlüdür.
Zebani terimi, günlük hayatta genelde korkutucu veya disiplinli bir figür için mecazi anlamda da kullanılır. Ancak İslam’a göre zebaniler sadece Allah’ın emirlerini yerine getirirler ve insanlara karşı kin veya nefret gibi insani duygulara sahip değildirler. Onlar, Allah’ın adaletinin bir tecellisidir.
Zebanilerle ilgili detaylar genelde halk arasındaki anlatılarla zenginleştirilmiş olsa da, asıl bilgi kaynağı Kur’an ve hadislerdir. Bu nedenle, zebanilerle ilgili yanlış inanışlardan kaçınılmalı ve onların Allah’ın adaletinin bir parçası olduğu unutulmamalıdır.