Paylaş
Zekatın dinimizdeki hükmü nedir
BildirQuestion
Please briefly explain why you feel this question should be reported.
Zekatın hükmü kısaca Zekat vermenin hükmü
a. Zekâtın farziyetini inkâr ederek vermeyenin hükmü.
Zekât, İslâm’ın şehadet kelimesi ile namazdan sonra gelen bir rüknü*dür. Bu nedenle âlimler, zekâtın farziyetini inkâr eden bir kimsenin kâfir olduğunda icma etmişlerdir. Tevbe etmediği takdirde böyle bir kimsenin kanı helâldir. Çünkü zekât, farziyeti zaruri olarak bilinen emirlerden biri*dir. Avam ve havass tüm müslümanlar bunu bilir. Böyle olduğuna dair bir delil veya burhan getirilmesine de ihtiyaç yoktur.
Hattabî şöyle demiştir: ‘Kim zekâtın farziyetini inkâr ederse, o, müslümanların ittifakıyla kâfirdir. İmamlar arasında zekâtın farz olduğu hakkında icma vardır. Hatta müslümanlann avamı ye havassı da bunu bilmektedir. Bu hususta âlimlerle cahiller ortaktır. Hiç kimse zekâtı inkâr etmek veya herhangibir şekilde tevil etmekte mazur sayılamaz. Bu durum, ümmetin üzerinde icma ettiği beş vakit namaz, Ramazan orucu, cünüplükten yıkanma, zinanın haramlığı, anne, kızkardeş ve mahremi olan kadınlarla evlenmenin haramlığı gibi hükümleri inkâr edenler hakkında da geçerlidir[5]
İbn Hacer el-Askalânî de şöyle demiştir: ‘Zekâtın farziyetini inkâr eden kimse kâfir olur’.
b. Cimrilikten ötürü zekât vermeyenin hükmü.
Zekâtın farz olduğuna inandığı halde zekât vermeyen kimse fasıktır, günahkârdır. O, ahirette şiddetli bir azaba çarptırılacaktır.
Altın ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlara pek acıklı bir azabı müjdele! (Zekâtı verilmeyen bu mallar) cehennem ateşinde kızdırılıp onlarla (istifçilerin) alınları, sırtları ve yanları dağlanacağı gün (onlara): ‘İşte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servet*tir. Artık yığmakta olduğunuz şeylerin azabını tadın!’ denir. (Tevbe/34-35)
İbn Ömer’den mevkuf; ve merfû olarak şöyle rivayet edilmiştir-‘Zekatı verilen mal, kenz sayılmaz. Zekâtı verilmeyen mal ise kenzdir’.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Allah bir kimseye mal verir, o da zekâtını vermezse o mal Kıyamet günü kel bir yılana dönüşür. O yılan çok zehirli olduğundan ötürü tepesinde tüy yoktur. O yılanın ağzında iki diş vardır veya gözlerinin üstünde iki siyah nokta vardır ki bu yılan, yılanların en dehşetlisi ve en pisidir. Allah Kıyamet günü o yılanı onun boynuna sarar. O yılan onun iki dudağından tutup ona ‘Ben, senin dünyada istif ettiğin malınım’ der.
Hz. Peygamber bunu söyledikten sonra şu ayeti okudu:
Sakın Allah’ın fazl u kereminden kendilerine verdiklerinde cimrilik edenler, bunun kendileri için daha hayırlı olduğunu sanmasınlar. Aksine bu onlar için bir serdir. Kıyamet gününde o cimrilik ettikleri şey boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır. (Âiu İmran/180)
Bu anlamda daha birçok ayet ve hadîs vardır.
Zekât vermeyenlerin dünyadaki durumu ise, zekâtın kendilerinden zorla alınmasıdır. İnsanlar bu hususta inat gösterip zekât memuruna itaat etmezlerse, Allah’ın şeriatını uygulayan idareci, gerekirse savaş yoluyla cebren zekâtı onlardan alır.
BENZER KONULAR:
Answers ( 1 )
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
Zekat; belirli miktar mala sahip olan Müslümanın vermekle yükümlü olduğu mali bir ibadettir. Zekatını vermeyen Müslümanları şu şekilde ayırabiliriz.
Zekâtın farz olduğunu inkar ederek vermeyen kişi; alimler tarafından icma olan bu konu kâfir olmaktadır.
Kişi cimri olduğundan dolayı zekat vermez ise; bu kişi fasık (günahkar) olur. Ahirette şiddetli bir azaba uğrayacaktır. Bu kişi tevbe edip; vermediği yılların da zekâtını vermelidir.
Please briefly explain why you feel this answer should be reported.
İslam’da zekat ve sadakanın önemini vurgulayan birçok hadis (Hz. Muhammed’in (sav) sözleri) vardır. İşte birkaç örnek:
Bu hadisler sadaka ve zekatla ilgili fazilet ve mükâfatları vurgulamaktadır. Allah yolunda vermenin sadece ihtiyaç sahiplerine fayda sağlamadığını, aynı zamanda Allah katında bereket, mağfiret ve yüksek makam getirdiğini vurgularlar. Müslümanlar, yaptıkları hayır işlerinin ve zekât farzını yerine getirmenin çok büyük manevi ve dünyevi mükâfatları olduğunu bilerek, cömertçe ve özverili bir şekilde vermeye teşvik edilirler.
Unutulmamalıdır ki bunlar zekat ve sadaka ile ilgili hadislerden sadece birkaçıdır. İslami gelenek, Allah yolunda vermenin ve zekat yükümlülüklerini yerine getirmenin önemini ve faziletlerini detaylandıran daha birçok rivayet içermektedir.