Zemzem nedir? Zemzem suyu hakkında bilgi

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Zemzem suyu hakkında merak edilenler

Zemzem nedir Zemzem suyu hakkinda bilgi

Zemzem nedir?

Mekke’de Kabe civarında bulunan bir kutsal kuyuya ve onun suyuna verilen isimdir.

Zemzem suyu nerede bulunur?

Kabe’nin 20 m. kadar kuzeydoğusunda, Hacerü’l-esved’in tam karşısında bulunan bu kuyuya İsmail kuyusu da denir. 42 m. derinliğindeki Zemzem kuyusu, biri Hacerü’l-esved, diğeri Ebû Kubeys ve Safa tepesi, üçüncüsü ise Merve tepesi cihetle­rinden olmak üzere üç kaynaktan beslen­mektedir.

Zemzem kelimesinin anlamı nedir?

Zemzem, arapça “çok bol su” anlamın­dadır. Gür kaynaklara sahip olduğundan bu adı almıştır. Zayıf bir rivayete göre yunan­ca veya kıptice bir kelime olup, “yavaş yavaş ak ve dur” anlamına da gelmektedir. Nakledildiğine göre Hz. İsmail’in annesi Hacer, suyun kaynaktan fışkırarak bol bol aktığını görünce, “yavaş yavaş ak, dur” manasında “zemzem” demiş ve o günden bugüne kadar bu İsimle zikredilmiştir.

Zemzem suyu hikayesi

Nakledildiğine göre Hz. İbrahim ve karısı Sâre uzun müddet evli kalmalarına rağmen çocukları olmamıştı. Sâre kocasının çocuk sahibi olması için, Hacer adındaki Mısırlı cariyesini ona hediye etti. Bu evlilikten ismail (a.s.) dünyaya geldi. Ancak Sâre, Hacer’i ve oğlu İsmail’i kıskandı. Bunun üzerine Hz. İbrahim, Hacer’i oğlu İsmail ile birlikte Mekke’ye götürüp bıraktı. Yanla­rından ayrılmadan önce de onlara içi hur­ma dolu meşin bir dağarcık İle içi su dolu bir kırba verdi.

Hz. İbrahim’in kendilerine bıraktığı su bi­tince Hacer, susuzluktan kıvranan çocuğuna su bulabilmek için Safa ile Merve tepe­leri arasında koşup durdu (Hac ibadeti esnasında Safa ile Merve tepelen arasında yapılan “sa’y” bu hatıranın İhyasını ve muh­temelen analık duygularını yüce sayma anlayışını vurgulamaya yöneliktir). Mer-ve’de iken duyduğu bir ses üzerine Hacer çocuğu bıraktığı yöne baktı ve orada bir meleğin (Cebrail a.s.) kanadı ve ayağı ile yeri kazıp su çıkardığını gördü. Hacer oraya koştu bir yandan kırbasını doldururken diğer yandan suyun tükenmesi korkusuyla onu bir çukurda biriktirmeye çalıştı. Zem-zem’in mucizevi bir şekilde bulunuşundan sonra ana-oğul orada yaşarken Cürhümlerden bir topluluk gelerek Zem-zem’in yanında konaklamak için onlardan müsaade istediler. Kendilerine izin verilin­ce de oraya yerleştiler. İsmail’i kendi kabi­lelerinden bir kızla evlendirdiler.

Cürhüm kabilesi kuvvetlenip halka zul­metmeye başlayınca, diğer kabileler tara­fından Mekke’den çıkarıldılar. Ancak onlar Mekke’yi terkederken Zemzem kuyusunu da doldurdular. Kuyu yaklaşık olarak üç asır bu durumda kaldı.

Zemzem suyu 2. defa Abdulmuttalip tarafından bulundu

Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalip bir gün Kabe’de gördüğü bir rüya üzerine Cürhümler tarafından doldurulmuş bulu­nan Zemzem kuyusunu kazarken taşlara rastlayınca tekbir getirdi. Bu tekbirle kuyu­nun bulunduğunu anlayan Kureyşliler, kendilerinin de Hz. İsmail’in torunları oldu­ğunu söyleyerek pay talep ettiler. Abdülmuttalip, bu meselede hakem olma­sını istedikleri kâhineyi onlarla birlikte görmeye giderken devesinin bastığı yerden su fışkırdı ve bunun üzerine, kafiledekiler daha önce olduğu gibi “sikâye” (hacılara su verme) görevinin onda kalmasına razı oldular.

Abdülmuttalip kuyuyu kazarken altından yapılmış iki ceylan heykeli ile yedi kılıç bir kaç da zırh bulmuştur ki heykellerin İranlı-lar’ın kurbanlarından olduğu nakledilmek­tedir. Bunların Cürhümler tarafından kuyu­ya atılan mahfuz ve korumaya alınan mal­lardan olduğunu nakledenler de vardır. Çekilen kur’a sonucunda kuyuda bulunan altın ceylan heykelleri Kabe’ye, kılıç ve zırhlar ise Abdülmuttalib’in payına çıktı. Onun döktürdüğü kılıçların madeni, Ka­be’ye kapı olurken altından yapılmış ceylan heykelleri de eritilerek aynı kapıya süs olarak kullanıldı. Kabe’nin altınla süslen­mesi işi ilk defa bu şekilde başlamış oldu.

Abdülmuttalib’den sonra sikâye görevi Ebû Talib’e intikal etti. Ancak o bu görevi bir borç meselesi yüzünden kendi isteğiyle küçük kardeşi Abbas’a bıraktı. Abbas, kuru üzümleri Zemzem’e bastırarak şerbet ya­pıyor ve hacılara dağıtıyordu. Mekke’nin fethinden sonra bu vazife, Hz. Peygam­ber’in tasvibiyle yine onun tarafından sürdürüldü.

Zemzem suyunun tarihte değişimi

Abbasi halifesi Ebü Cafer el-Mansur (ö. 158/775) zamanında Zemzem kuyusunun çevresi mermerle döşendi, ağzına da bile­zik geçirildi. Ondan sonra gelen Me’mun kuyuyu genişletmeye ve derinleştirmeye çalıştı. Kanuni Sultan Süleyman ise buraya yerden 1, 5 m. yükseklikte mermerden bir kuyu taşı yaptırdığı gibi, suyun rahatça alınabilmesi için kuyunun yanma bir de havuz inşa ettirdi. 1071 (1661) yılında Zem-zem’in üstüne küçük kubbeli bir bina yapıl­dı. İki odadan ibaret olan binanın birinci odası daha geniş olup duvarları mermerle kaplıydı. İkinci odada ise, alt katın avlusun­da içi taşlarla örülmüş kuyudan çıkrıkla çıkarılan Zemzem suyunun doldurulduğu havuz bulunmaktaydı. Ayrıca Zemzem binasının düz damı üzerine üstü kısmen küçük kubbesi olan bir mescid bina edil­mişti. Daha sonraları mezheplere ait ma­kamlarla birlikte bu bina da tavafa engel olduğu için kaldırıldı.

Günümüzde kuyusu ve muslukları ile Zemzem tamamen tavaf mahallinin altına alınmıştır. Zemzem mahalline giriş, Safa tepesi yönünden Kabe’ye doğru giderken Metâf’a inilen merdivenlerin bittiği yerden verilmiştir. Yerin altında hem hava, hem de Zemzem modern aletlerle soğuk tutulmak­ta ve ayrıca Harem’in dört bir yanına pompalanmaktadır.

Zemzem hakkında hadisler

Mekke’nin bugün bile önemli su kaynak­larından biri olan Zemzem hafif tuzludur. Müslümanlar onun bütün hastalıklar için şifa kaynağı olduğuna inanırlar. Kaynaklar­da: “Zemzem ne niyetle içilirse onun yerine kaim olur“, “Zemzem açlara gıda, hastala­ra şifadır” (Abdurrezzak b. Hemmarn, Musannef, V,118) şeklinde rivayetler vardır. Bu yüzden hacılar, ülkelerine armağan olarak zemzem götürürler. inanc-ibadet-ve-gunluk-yasayis-ansiklopedisi

BENZER KONULAR:

Answer ( 1 )

    1
    2022-01-20T17:00:58+03:00

    Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    ZEMZEMİN TARİFİ

    Zemzem, Arapça bir kelime olup “alçak sesle konuşmak, yüksek olmayan ve belirsiz gök gürültüsü, titreme” demektir.

    Ayrıca “ez-zemzemetü ve zemzeme”, “uzaktan anlaşılmayan vızıltı, belirsiz ses, uzaktan mırıldanmak, atların burunlarından çıkardığı ses, özel  isim (alem) ve insanlardan bir topluluk” anlamının yanı sıra “bereketli, bol, doyurucu ve kaynağı zengin su” manasına gelmektedir.

    Diğer taraftan tatlı ile tuzlu arasında bulunduğu zaman da bu anlama geldiği belirtilir. Bu da Kâbe’nin yanında bulunan Zemzem Kuyusu olmalıdır. Zayıf bir görüşe göre ise Yunanca veya Kıptîce bir kelime olup “yavaş yavaş ak ve dur” demektir.

    Ez-Zemzeme “çokluk, fazlalık ve toplanmak” demektir. Hâcer’in suyu toplayıp bir araya getirdiği ve havuz haline getirmeye çalıştığı için “zemzem” denilmiştir. Bazı kaynaklarda “zemzem” isminin türevlerinin olmadığı ve özel isim olduğu, suyun çıkardığı sese “zemzeme” denildiği, ayrıca Cibrîl’in (a.s) çıkardığı ses ile su içilirken genizden çıkarılan sese “zemzeme” denildiği belirtilmiştir.

    Zemzem suyu şifa, şubâe (doyurucu), nafia (faydalı), büşra (müjde), safiye (temiz), mürviye (susuzluğu giderici), lâ tünzef (tükenmez) gibi birçok isimle adlandırılmıştır.

    En iyi cevap

Cevapla