Zıhar Nedir? Kısaca

Bildir
Question

Please briefly explain why you feel this question should be reported.

Bildir
İptal

Zıhar Ne Demek? Kısa bilgi

Zihar Nedir Kisaca

Sözlükte “iki elbise birbirine uyup, birini diğeri üzerine giymek, yardım etmek” anlamlarına gelen zıhâr, ıstılahta erkeğin eşine, onu kendisine haram kılmak maksadıyla “sen bana anamın sırtı gibisin” demesidir.

Zıhâr cahiliye döneminde erkeklerin eşlerini boşamak için kullandıkları bir usuldü. Ancak İslâm dini, bu sözü asıl manasına çevirerek, yeniden bir düzenleme yapmıştır. Buna göre; bir kimsenin eşini, annesi, kız kardeşi, halası, teyzesi gibi kendisiyle evlenmesi ebedî yasak olan bir kimsenin, sırtı, karnı, baldırı gibi bakılması haram olan bir uzvuna benzetmesi zıhârdır. Zıhâr yapan kimsenin keffâret ödemeden eşiyle cinsî münasebette bulunması, ona dokunması ve öpmesi helâl değildir. Zıhârın keffâreti, imkân dahilinde ise zıhârda bulunan kişinin köle azâd etmesi, bunu bulamaması halinde 60 gün peşpeşe oruç tutması, buna da güç yetiremez ise 60 fakiri doyurmasıdır (Mücâdele 58/3-4). Keffâret olarak tutulacak oruç günlerinin arasında Ramazan günlerinin, Ramazan Bayramının birinci ve Kurban Bayramının dört gününün bulunmaması gerekir.
Diyanet dini kavramlar sözlüğü

BENZER KONULAR:

Answers ( 2 )

  1. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Zıhar Ve Keffareti hakkında ayetler

    1- Kocası hakkında sana müracaat eden ve Allah’a şikâyet eden kadı¬nın sözünü Allah işitti. Allah sizin konuşmanızı işitiyordu. Çünkü Al¬lah işitir, görür.
    2- İçinizden hanımlarına zıhar ya¬panlar; o kadınlar onların anneleri, Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.
    3- Hanımlarına zıhar yapıp sonra söylediklerinden dönecek olanlar birbiriyle temas etmeden evvel bir köle azat etsinler. İşte size bu öğüt¬leniyor. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.
    4- Kim (bunu) bulamazsa birbiriyle temas etmeden evvel aralıksız iki ay oruç tutsun. Buna da gucu yetmeyen, altmış yoksul doyursun. Bunlar Allah ve Rasulüne iman et¬meniz içindir ve bunlar Allah’ın sı¬nırlarıdır. Kâfirler için elim bir azap vardır.
    Mücadele suresi

    En iyi cevap
  2. Please briefly explain why you feel this answer should be reported.

    Bildir
    İptal

    Mezheplerin Zıhar hakkındaki görüşleri

    (Hanef Şafii Maliki ve Hanbeli)

    Bu ayet-i kerimelerden şu hususlar anlaşılmaktadır:

    1- Gam, keder ve darlıktan dolayı yapılacak şikâyetin Allah’a arzedilmesi en etkili yoldur. Nitekim Allah Tealâ Havle binti Salebe’nin şikâyeti­ne cevap vermiş, onun yardım talebini kabul etmiş, Allah’ın lütuf ve ihsa­nına itimadı tam olduğu için Rabbinden beklediği gerçekleşmiştir. “…Allah işitti.” den maksat da işte bu icabet ve kabuldür.

    2- Zıhar günahtır, haramdır, dinen kabul görmeyen çirkin ve yalan bir sözdür. Çünkü hanım, anne değildir. Anneler kişiyi doğurandır. Zıhann as­lı kişinin hanımına “Sen bana annemin sırtı gibisin.” demesidir. Bunu söy­leyenin zıhar yapmış olacağında icma vardır. Aynı şekilde “Sen bana kızı­mın” veya “kızkardeşimin” veya kendisine nikâhı haram olan herhangi bi­risinin “sırtı gibisin” demesiyle de zıhar yapmış olur.
    Zıhar, sarih ve kinaye olmak üzere iki çeşittir. Sarih, kocanın hanımı­na “Sen bana annemin sırtı gibisin.” veya “Sen bana annemin sırtı gibi ha­ramsın.” veya “annemin karnı” veya “başı gibisin” şeklinde benzetmeler yapmasıdır. Bunlan söyleyen zıhar yapmış sayılır.
    Kinayeli zıhar ise “Sen bana annem gibisin” şeklindeki sözlerdir ki bunlarda niyet esastır: Şayet zıhara niyet etmişse dört mezhebe göre de zıhardır, çünkü mutlak bir ifadeyle hanımını annesine benzetmiştir, bu ise zıhar olur. Niyet etmemişse zıhar olmaz.
    İster zifaftan önce ister sonra olsun, talâkı caiz olan her kocanın hanı­mı hakkındaki zıharı gerçekleşir.
    İmam Malik’e göre kişi yabancı bir kadına zıhar yapsa daha sonra bu kadınla nikâhlansa önceki yaptığı o zıhar sahihtir. İmam Ebu Hanife ve Şafii’ye göre sahih değildir, çünkü ayet-i kerime “hanımlarına” ifadesini getirmiştir. Nikâhtan önce o, onun hanımı değil idi.
    İmam Ebu Hanife ve Maliki’ye göre zımmi (gayri müslim)in zıhan sa­hih değildir. Zira ayette “İçinizden hanımlarına zıhar yapanlar…” denil­mektedir. Bu, zımminin hitap dışı kalmasını gerektirir, “hanımlarına zıhar yapanlar…” lafzının umum oluşundan dolayı İmam Şafii ve Ahmed’e göre zımminin zıharı sahihtir.
    Cumhura göre kadının kocasına zıhar yapması sahih değildir. Çünkü Allah Tealâ “içinizden hanımlarına zıhar yapanlar…” diyerek erkeklere hi­tap etmiş “siz kadınlardan kocalarına zıhar yapanlar” dememiştir. O halde zıhar sadece erkeklere aittir. Evzâi, İshak ve Ebu Yusuf a göre kadın koca­sına “Sen bana annem filan gibisin” dese bu bir yemin olur, keffaretini ve­rir. Ahmed b. Hanbel’e göre ise kadına da zıhar keffareti vacip olur, çünkü onun yaptığı da çirkin ve yalan bir sözdür.
    Sarhoşun talâkı gibi zıhan da sahihtir. Aklı yerine geldiği zaman itti­fakla o talâk ve zıharın hükmü geçerlidir. Hanefiler hariç cumhura göre tehdit altındaki kişinin zıhan sahih olmaz. Öfke halinde zıhar yapanın zı­harı sahihtir. Hanımı Havle binti Salebe’ye zıhar yapan Evs b. Samit’in ha­li gibi kadınlara karşı aşın meyli olan kişinin de zıhan sahihtir. Ancak bu duygu cinnet derecesine ulaşırsa bir şey lâzım gelmez.
    Cumhura göre zıhar yapan koca keffaret vermedikçe hanımıyla te­masta bulunamaz, zevk verecek her hangi bir hareketle ona yaklaşamaz. Şafii’ye göre geceleri cinsi münasebette bulunmadan dokunması orucunun devamlılık şartına zarar vermez.
    Keffaret ödemeden münasebette bulunursa cumhura göre sadece bir keffaret öder. Çünkü ayet zıhar yapana, hanımına dönmeden önce bir kef­faret ödemesini vacip kılmıştır. Temasta bulununca bu öncelik bitmiştir, o halde keffaretin vücubunun aslı kalır. Ayette bu önceliğe riayet etmezse başka bir keffaretin vacip olacağına dair bir delâlet yoktur. Mücahid, Kata-de ve Abdurrahman b. Mehdi’ye göre iki keffaret lâzımdır. Dört hanımına hitaben “Siz bana annemin sırtı gibisiniz.” diyen, dördünden de zıhar yap­mış olur, keffaret vermeden hiçbiriyle münasebette bulunamaz. Cumhura göre bu kişinin tek bir keffaret vermesi yeterlidir. Amam Şafii’ye göre dört keffaret vermelidir.
    Bir insan dört kadına hitaben “Sizinle evlenirsem siz bana annemin sırtı gibi olasınız.” dedikten sonra birisiyle evlense keffaret vermedikçe ona yaklaşamaz. Sonra diğerleri hakkındaki yemin ondan sakıt olur.
    Kişi hanımına “Sen bana annemin sırtı gibisin ve sen kesin (üç talâk­la) boşsun.” derse hem zıhar hem talâk lazım gelir. O kadın başka birisiyle evlendikten sonra tekrar onunla evlenmedikçe keffaret vermesi lâzım gel­mez. Onunla evlenirse keffaret vermedikçe münasebette bulunamaz. Mali-kilere göre kesin talâkla boşanan kadına artık zıhar yapılamaz.

    3- Zıhar keffareti şu tertip üzere vacipdir: Köle azadı, sonra peş peşe iki ay oruç, sonra altmış yoksulu doyurmak. Bunlar Hanefilere göre cinsî temas ve hazırlayıcı hareketlere tevessül etmeden önce, Şafiilere göre de sadece cinsî temastan önce eda edilecektir. Keffaretten önce ilişkiye girer­se, daha önce açıklandığı gibi alimlerin çoğuna göre sadece bir keffaret va­cip olur.

    4- Zıhar yapanın “söylediğinden dönmesi”nin manası: Hanefi ve Mali-kilere göre temasa karar vermesi veya bunu istemesidir. Hanbelilere göre fiilen temasta bulunmasıdır. Şafiilere göre ise kocanın talâk verip boşama­ya muktedir olduğu halde zıhardan sonra hanımını nikâhında tutmasıdır. İhtiyatlı olanı, keffaret vermeden kadının, kocasının kendisine yaklaşması­na müsade etmemesidir. Koca ihmalkâr davranırsa mahkeme müdahale eder ve keffaret vermeye zorlar.

    5- Hanefilere göre köle kâfir de olsa veya mükâtep köle gibi köleliğin­de şaibe de bulunsa yeterlidir. Diğer mezheplere göre mümin köleden baş­kası sahih olmaz. Şafiilere göre mükâteb köle azat etse yeterli olmaz.
    Köle veya parasım bulamayan veya kölesi olmakla birlikte onun hizme­tine şiddetle ihtiyacı bulunan veya köle parasma malik ancak nafaka için o paraya ihtiyacı olan veya bir meskeni var ama başka bir şeyi olmayan kimse, Şafii’ye göre oruç tutabilir. İmam Ebu Hanife’ye göre köleye ihtiyacı olsa da köle azat etmelidir, oruç tutamaz. İmam Malik’e göre eğer evi ve hizmetçisi varsa köle azat etmelidir. Bunu yapamazsa o zaman oruç tutar.

    6- Orucun aralık vermeden tutulması şarttır. Özürsüz ara verirse ye­niden başlamalıdır. Sefer veya hastalık gibi bir özürle ara verecek olursa Maliki ve Hanbelilere göre kaldığı yerden devam eder. Hanefi ve Şafiilere göre yeniden başlar. Ancak bunlara göre de hayız, nifas veya cinnet sebe­biyle devamlılık kesilmiş sayılmaz.
    Cumhura göre “temas etmeden evvel” kaydı bulunduğu için gece veya gündüz temasta bulunursa devamlılık bozulur. Şafiilere göre gece temasta bulunursa bozulmaz, çünkü gece oruç zamanı değildir.

    7- İmam Malik, Şafii ve Ahmed’e göre mutlaka altmış ayrı fakir do-yurmalıdır. Ebu Hanife ve ashabına göre bir fakire her gün yarım sa’ vere­rek sayıyı altmışa tamamlarsa sahih olur.

    8- Zıhar keffareti Allah’a imandır. Çünkü Allah Teâla “Bu hükümler Allah’a ve Rasulüne iman etmeniz içindir.” buyurmuştur. Yani Allah’a ita­atkâr olmanız, keffaret sınırlarında durup onları çiğnememeniz içindir. Keffaret verme itaat, hududa riayet iman olarak isimlendirilmiştir. Al­lah’ın bu hududu, isyanla itaat arasındadır. İsyanı zıhar, itaati keffarettir. Allah’ın hükümlerini tasdik etmeyen için cehennem azabı vardır.
    Bu, amelin imana dahil olduğuna bir delildir. Çünkü Allah Teâla bun­ların yapılmasını emrettikten sonra, bu hükümleri insanlar bunlarla amel etsinler de mümin olsunlar diye emrettiğini beyan etmiştir. Bazıları ayet “Allah’a iman etmeniz içindir.” şeklindedir, “bu hükümlerle amel etmek su­retiyle Allah’a iman etmeniz içindir” şeklinde değildir diyerek bu ayetin amelin imandan olduğuna delil olmadığını söylemişlerdir. Fahreddin Razi ayetin manasının “Bu hükümleri ikrar etmek suretiyle iman etmeniz için­dir.” olduğunu söylemiştir.
    “Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Kâfirler için elim bir azap vardır.” ayeti bunlara itaatin vacip olduğuna ve inkâr edip tekzip edene azap olduğuna delâlet eder.

Cevapla