Paylaş
Zikir
Question
Selamünaleyküm
100 salavat 500 la havle 100 salavat zikrini tam olarak anlatır mısınız
Şifreni mi unuttun? Lütfen e-mail adresinizi giriniz. Bir bağlantı alacaksınız ve e-posta yoluyla yeni bir şifre oluşturacaksınız.
Answer ( 1 )
Rasulullah (sav)’in müslümanlara öğrettiği ve tavsiye ettiği zikirler:
Her gün herhangi bir vakitte en az yüz defa:
لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ، لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
Mânâsı: Allâh’tan başka hak ilâh yoktur. O birdir ve tektir, ortağı yoktur. Mülk onundur ve hamd ona mahsustur. O, her şeye gücü yetendir.
[Buhârî-Müslim]
2. Her gün herhangi bir vakitte en az yüz defa:
سُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبْحَانَ اللَّهِ العَظِيمِ
Mânâsı: Allâh’ı hamd ile tüm eksiklikten tenzih ederek tesbih ederim. Azîm olan Allâh’ı her türlü noksanlıklardan tenzih ederek tesbih ederim.
Her gün herhangi bir vakitte en az yüz defa:
لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ
Mânâsı: Güç ve kuvvet ancak Allâh’a mahsustur.
[Buhârî-Müslim-Hâkim]
4. Her gün herhangi bir vakitte en az yüz defa:
اللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ
Mânâsı: “Allâh’ım Muhammed aleyhisse-lâm’a salât et (makamını ve şerefini ziyade kıl).
5. Her gün herhangi bir vakitte en az yüz defa:
أَسْتَغْفِرُ اللَّهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ
Mânâsı: Allâh’tan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim.
Her sabah ve akşam en az üçer defa:
بِسْمِ اللَّهِ الَّذِي لاَيَضُرُّ مَعَ اسْمِهِ شَيْءٌ فيِ الأَرْضِ وَلاَ فيِ السَّمَاءِ، وَهُوَ السَّمِيعُ الْعَلِيمُ
Mânâsı: İsmiyle yerde ve gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allâh’ın adıyla. O, hakkıyla işiten ve her şeyi bilendir.
[Ebû Dâvûd-Tirmizî-İbn Mâce]
Her sabah ve akşam en az üçer defa:
رَضِيـتُ بِاللَّهِ رَبًّا، وَبِالإِسْلاَمِ دِيناً، وَبِمُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَبِيًّا
Mânâsı: Rab olarak Allah’tan, dîn olarak İslam’dan, Peygamber olarak Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’den râzı oldum.
Her sabah ve akşam en az yedişer defa:
حَسْبِيَ اللَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ، عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ، وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ
Mânâsı: Allâh bana yeter. O’ndan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Ben, yalnızca O’na tevekkül ettim. O, yüce arşın Rabbidir.
Her sabah ve akşam en az birer defa:
اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَىَّ، وَأَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ
Mânâsı: Allâh’ım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Beni sen yarattın ve ben senin kulunum. Gücüm yettiğince sana verdiğim söz üzereyim. Yaptıklarımın şerrinden sana sığınırım. Üzerimdeki nimetini ve günahlarımı kabul ediyorum. Beni bağışla. Şüphesiz günahları ancak sen bağışlarsın.
[Buhârî/Edeb)
Her sabah ve akşam en az birer defa:
اللَّهُ لاَ إِلَـهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Mânâsı Allâh, O’ndan başka hak ilâh olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, Hayy, Kayyûm’dur (her an yarattıklarını gözetendir). Göklerde ve yerde olan ancak O’nundur. O’nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini, işleyeceklerini bilir. O’nun dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi O’na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.
(Buhari/Edeb)