Zikir yapmanın fazileti hakkında hadisler

Question

Zikretmek ile ilgili hadisler arapça türkçe

Zikir yapmanin fazileti hakkinda hadisler

Zikrin fazileti hadisleri

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:
(( مَثَلُ الَّذيِ يَذْكُرُ رَبَّـهُ وَالَّذيِ لاَ يَذْكُرُ رَبَّـهُ مَثَلُ الْحَيِّ وَالْمَيِّتِ ))
[ رواه البخاري ومسلم ]
“Rabbini zikreden İle Rabbini zikretmeyenin misâli, diri ile ölü gibidir.”[1]

Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:
(( أَلاَ أُنَبِّئُكُمْ بِخَيْرِ أَعْمَالِكُمْ وَأَزْكَاهَا عِنْدَ مَلِيكِكُمْ وَأَرْفَعِهَا فِي دَرَجَاتِكُمْ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ إِنْفَاقِ الذَّهَبِ وَالْوَرِقِ وَخَيْرٌ لَكُمْ مِنْ أَنْ تَلْقَوْا عَدُوَّكُمْ فَتَضْرِبُوا أَعْنَاقَهُمْ وَيَضْرِبُوا أَعْنَاقَكُمْ؟ قَالُوا: بَلَى. قَالَ: ذِكْرُ اللَّهِ تَعَالَى )) [ رواه الترمذي وابن ماجه ]
“Amellerinizin en hayırlısını, Melîkiniz katında en geçerli olanını, dereceleriniz içerisinde en yükseğini, altın ve gümüşü Allah yolunda harcamanızdan daha hayırlısını, düşmanınızla karşılaşıp sizin onların boyunlarını vurmanızdan, onların da sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlısını size bildireyim mi?”
Sahâbe: “Evet” dediler.
Buyurdu ki: “Allah Teâlâ’yı zikretmektir.”[2]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-:
(( يَقُولُ اللَّهُ تَعَالَى: أَنَا عِنْدَ ظَنِّ عَبْدِي بِي،وَأَنَا مَعَهُ إِذَا ذَكَرَنِي فَإِنْ ذَكَرَنِي فِي نَفْسِهِ ذَكَرْتُهُ فِي نَفْسِي، وَإِنْ ذَكَرَنِي فِي مَلإٍَ ذَكَرْتُهُ فِي مَلإٍَ خَيْرٍ مِنْهُمْ، وَإِنْ تَقَرَّبَ إِلَيَّ بِشِبْرٍ تَقَرَّبْتُ إِلَيْهِ ذِرَاعًا، وَإِنْ تَقَرَّبَ إِلَيَّ ذِرَاعًا تَقَرَّبْتُ إِلَيْهِ بَاعًا، وَإِنْ أَتَانِي يَمْشِي أَتَيْتُهُ هَرْوَلَةً )) [ رواه البخاري ومسلم ]
“Allah Teâlâ, «Ben kulumun hakkımdaki zannındayımdır. Beni zikrettikçe onunlayım.Beni bir toplulukta anarsa, ben de onu onlardan daha hayırlı bir toplulukta anarım.Bana bir arşın yakla-şırsa, ben ona on arşın yaklaşırım.Bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım.Kulum bana yürüyürek gelse, ben ona koşarak gelirim» buyurdu” demiştir.[3]

Abdullah b. Busr şöyle rivâyet eder:
(( أَنَّ رَجُلاً قَالَ: يَا رَسُولَ اللَّهِ! إِنَّ شَرَائِعَ الْإِسْلاَمِ قَدْ كَثُرَتْ عَلَيَّ، فَأَخْبِرْنِي بِشَيْءٍ أَتَشَبَّثُ بِهِ. قَالَ: لاَ يَزَالُ لِسَانُكَ رَطْبًا مِنْ ذِكْرِ اللَّهِ )) [ رواه الترمذي ]
“Bir adam Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’e gelerek: “Ey Allah’ın Rasûlü! İslam’ın bana olan emirleri fazlalaştı.Bana birşeyi haber ver ki ona sımsıkı sarılayım” dedi.

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki: “Dilin, devamlı Allah’ı anmakla ıslak kalsın.”[4]
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:
((مَنْ قَرَأَ حَرْفًا مِنْ كِتَابِ اللَّهِ فَلَهُ بِهِ حَسَنَةٌ، وَالْحَسَنَةُ بِعَشْرِ أَمْثَالِهَا، لاَ أَقُولُ (الم) حَرْفٌ، وَلَكِنْ أَلِفٌ حَرْفٌ، وَلاَمٌ حَرْفٌ، وَمِيمٌ حَرْفٌ )) [ رواه الترمذي ]
“Kim Allah’ın kitabından bir harf okursa, ona bununla bir hasene vardır ve her hasene on misli ile karşılık görür. Elif, lâm, mîm bir harftir demiyorum. Fakat elif bir harf, lâm bir harf ve mîm bir harftir.”[5]

Ukbe b. Âmir-Allah ondan râzı olsun- şöyle rivâyet eder:
((خَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلّى الله عليه وسلّم وَنَحْنُ فِي الصُّفَّةِ،فَقَالَ: أَيُّكُمْ يُحِبُّ أَنْ يَغْدُوَ كُلَّ يَوْمٍ إِلَى بُطْحَانَ أَوْ إِلَى الْعَقِيقِ فَيَأْتِيَ مِنْهُ بِنَاقَتَيْنِ كَوْمَاوَيْنِ فِي غَيْرِ إِثْمٍ وَلاَ قَطْعِ رَحِمٍ؟ فَقُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ نُحِبُّ ذَلِكَ. قَالَ: أَفَلاَ يَغْدُو أَحَدُكُمْ إِلَى الْمَسْجِدِ فَيَعْلَمُ أَوْ يَقْرَأُ آيَتَيْنِ مِنْ كِتَابِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ خَيْرٌ لَهُ مِنْ نَاقَتَيْنِ وَثَلاَثٌ خَيْرٌ لَهُ مِنْ ثَلاَثٍ وَأَرْبَعٌ خَيْرٌ لَهُ مِنْ أَرْبَعٍ وَمِنْ أَعْدَادِهِنَّ مِنْ الْإِبِلِ )) [ رواه مسلم ]
“Biz Suffe’de iken Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- çıkageldi ve şöyle dedi: “Sizden kim, her gün sabah Buthan’a veya Akik’e[6] gitmeyi,oradan günaha girmeksizin ve akrabalık bağını kesmek-sizin hörgüçlü iki büyük dişi deve ile dönmeyi ister?”
Biz:“Ey Allah’ın Rasûlü! Tabii ki bunu isteriz.’ Dedik.
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz erkenden mescide gidip Allah-azze ve celle-’nin kitabından iki âyet öğrenir veya okumaz mı? Bu onun için iki deveden daha hayırlıdır.Üç âyet, üç deveden, dört âyet, dört deveden daha hayırlıdır.Öğrenilen veya okunan âyetler sayısın-ca deveden daha hayırlıdır.”[7]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:
(( مَنْ قَعَدَ مَقْعَدًا لَمْ يَذْكُرِ اللَّهَ فِيهِ، كَانَتْ عَلَيْهِ مِنْ اللَّهِ تِرَةٌ، وَمَنِ اضْطَجَعَ مَضْجَعًا لاَ يَذْكُرُ اللَّهَ فِيهِ،كَانَتْ عَلَيْهِ مِنْ اللَّهِ تِرَةٌ ))
[ رواه أبو داود وغيره ]
“Kim bir yerde oturur da orada Allah’ın adını anmazsa, Allah tarafından (bu kusurundan dolayı) bir pişmanlığa uğratılır. Kim de bir yatağa uzanır, orada Allah’ın adını anmazsa, Allah tarafından (bu kusurundan dolayı) bir pişmanlığa uğratılır.”[8]
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:
((مَا جَلَسَ قَوْمٌ مَجْلِسًا لَمْ يَذْكُرُوا اللَّهَ فِيهِ، وَلَمْ يُصَلُّوا عَلَى نَبِيِّهِمْ إِلاَّ كَانَ عَلَيْهِمْ تِرَةً، فَإِنْ شَاءَ عَذَّبَهُمْ وَإِنْ شَاءَ غَفَرَ لَهُمْ ))
[ رواه الترمذي ]
“Bir mecliste oturup da orada Allah’ın adını anmayan ve peygamberlerine salât getirmeyen bir topluluk, mutlaka Allah tarafından (bu kusurlarından dolayı) pişmanlığa uğratılır.Allah dilerse onlara azap eder, dilerse onları bağışlar.”[9]

Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yine şöyle buyurmaktadır:
(( مَا مِنْ قَوْمٍ يَقُومُونَ مِنْ مَجْلِسٍ لاَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ فِيهِ إِلاَّ قَامُوا عَنْ مِثْلِ جِيفَةِ حِمَارٍ وَكَانَ لَهُمْ حَسْرَةً )) [ رواه أبو داود وأحمد ]
“Oturdukları mecliste Allah’ın adını anmadan kalkan bir topluluk, eşek leşi üzerinden kalkmış gibidirler ve bu meclis, onlar için (kıyâmet günü) pişmanlık olacaktır.”[10]


[1] Buhâri, Bkz. Fethu’l-Bâri (11/203); Müslim, “İçerisinde Allah’ın zikredildiği ev ile içerisinde Allah’ın zikredilmediği evin benzeri, ölü ile diri gibidir” lafzıyla rivayet eder (1/539).
[2] Tirmizi (5/459), İbn-i Mace (2/1245) Bkz.Sahih-i İbn-i Mâce (2/326); Sahih-i Tirmizi (3/139).
[3] Buhâri (8/171), Müslim (4/2061). Lafızlar Buhâri’ye âittir.
[4] Tirmizi (5/458), İbn-i Mâce (2/1246). Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/139), Sahih-i İbni Mâce (2/317).
[5] Tirmizi (5/175), Bkz. Sahihü’t Tirmizi (3/9), Sahih-i Camiu’s-Sağir (5/340).
[6] Buthan ve Akik, Medine çevresinde bulunan iki vadinin adıdır.
[7] Müslim (1/553).
[8] Ebu Dâvud (4/264) ve diğerleri. Bkz. Sahihu’l-Câmi (5/342).
[9] Tirmizi. Bkz. Sahih-i Tirmizi (3/140).
[10] Ebu Dâvud (4/264), Ahmed (2/389). Bkz. Sahihu’l-Cami (5/176)

Dini Siteler

BENZER KONULAR:

Dini Soru Cevap

Her soru cevap verilmeye değerdir, yeter ki aynı konu bize sorulmuş olmasın ve kurallara uygun sorulsun. Lütfen soru yollamadan önce aynı konu var mı diye \\\\"ARAMA\" yapınız. Konu altına yazılan sorulara öncelik tanıyoruz.. Bilginize

Takip Et

Answer ( 1 )

    1
    2024-12-03T19:33:13+03:00

    Zikir yapmanın faziletiyle ilgili birçok hadis bulunmaktadır. İslam’da zikir, Allah’ı anmak ve O’na yaklaşmak için yapılan ibadetlerin en önemli şekillerinden biridir. İşte zikirle ilgili bazı hadisler:

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadisi şerifi: “Kim Allah’ı çok zikrederse, Allah da onu çok anar.” (Buhari, Müslim)

    Bu hadis, zikir yapan kişilerin Allah katında değerli olduklarını ve Allah’ın da onları yücelttiğini ifade etmektedir.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadisi şerifi: “Sizin en hayırlılarınız, Allah’ı çok zikredenlerdir.” (Ahmed b. Hanbel)

    Bu hadis, Allah’ı çok zikretmenin kişinin en üstün özelliklerinden biri olduğunu vurgular.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadisi şerifi: “Zikir, kalbi canlı tutar.” (İbn Mâce)

    Bu hadis, zikirle kalbin dirileceğini ve manevi huzurun artacağını belirtir.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadisi şerifi: “Kim sabah ve akşam Allah’ı anarsa, o kimse cennetle müjdelenir.” (Buhari, Müslim)

    Bu hadis, düzenli olarak sabah ve akşam zikir yapmanın kişiye cennet vaadettiğini gösterir.

    Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadisi şerifi: “Zikir, Allah’ın huzuruna girmektir.” (İbn Hacer)

    Bu hadis, zikirle Allah’ın huzuruna girmenin önemini anlatır ve zikir yapmanın manevi bir yücelik taşıdığını ifade eder.

    Zikir, ruhun arınmasına, kalbin huzura kavuşmasına ve insanın Allah’a yakınlaşmasına yardımcı olan bir ibadettir.

    En iyi cevap

Cevapla